PKK terör örgütü ve üniversiteler

Açıkçası PKK konusuna tecrübelerimi bu sefer size PKK'lı Öğretmenler, Öğrenciler ve Akademisyenlere ayırdım.

Okullardan Dağa kadar götüren süreç, Sosyalizm ve Komünizm ayağına canlı bombaya kadar gidecek sürecin başlangıcıdır. Üniversiteye yollanan Kürt öğrencilerin Batı'dan Kandil'e uzanan yolu, Akademisyen ve Öğretmenlerin yaptıkları kara propaganda ve hayal kırıklığı...

Başbakanımız Binali Yıldırım PKK'lı öğretmenleri en son sürgün etmek istedi BATI'ya ama Sosyal Medya'da Milliyetçi hesaplar büyük bir tt çalışması yaparak buna engel olarak Başbakanımızı ikna ettiler. Şimdi o Öğretmenler özelllile Kemal Kılıçdaroğlu ve Y-CHP tarafından tekrar zorlanıyor göreve gelinsin diye. AKP'li bir kaç Milletvekilli de buna bilmeden uyuyor. bu yanlıştır. Öğrencilere bu zülm yapılmamalı ve PKK propagandasına izin verilmemeli.

Başka Fırat Çakıroğlular ölmemeli, PKK'lılar ne öğrencisi, ne akademisyeni, ne öğretmeni, ne çalışanı komple İHRAÇ edilip Ceza evine gönderilmelidir.

Buyurunuz;

Türkiye’nin 32 yıldır pkk terörüne karşı yürüttüğü mücadelede ilk defa bu yıl kamuda yuvalanmış pkk destekçilerine karşı bir hamle yapıldı. Öyle ki pkk ile iltisaklı 11.285 öğretmen açığa alındı. Söz konusu öğretmenlerin yıllar içinde hareket alanı öyle genişledi ki 2014 yılında 6-7 ekim olaylarında okullardaki derslerini bırakıp pkk yandaşlarının düzenlediği gösterilerde boy gösterdiler. Hakkari ‘de eğitim sen'e bağlı pkk destekçisi öğretmenler kobani eylemlerinde 2 gün iş bırakıp katıldıkları gösterilerde, “işid sarı mekaplılara yenilecek “ pankartı açacak kadar kendilerini güvende hissediyordu.

Geçen yıl Aralık ayında meskun mahal operasyonları başladığı süreçte pkk ile iltisaklı öğretmenler yine sahneye çıktı. Yine bağlı oldukları sendikalar aracılığı ile dersleri bırakıp, devletin yaptığı operasyonları protesto etmeye başladılar. Düzenledikleri gösterilerde kamu düzenini tehsis etmek için yapılan operasyonları katliam diye tanımlıyorlardı. Aynı süreçte sayısız okul pkk militanlarınca kundaklanıyor, iş karne törenine bomba atmaya kadar gittiği halde söz konusu öğretmenlerden en ufak bir tepki yükselmiyordu.

Meskun mahal operasyonlarının devam ettiği bir sürede Sur’da etkisiz hale getirilen bir Erdal Tekin isimli teröristin Lice’de coğrafya öğretmeni olduğu ortaya çıktı. Çok geçmeden Yüksekova’da etkisiz hale getirilen bir teröristin Yüksekova Mehmetçik ilköğretim okulunda müdürlük yapmış Ahmet Akdeniz olduğu ortaya çıktı.

Hiçbir devlet kendine düşmanlık yapan, bu denli kadroları barındıramaz. Ne var ki 32 senedir pkk’nın bitmemiş olmasının hatta okullara kadar girmesinin nedeni pkk ile mücadelede sorumluluğun nerdeyse tamamına yakınının askere, polise yıkılmasıdır.

Üniversitelerdeki durum ise pek farklı değil. Pkk’nın en rahat hareket ettiği yerlerden birisi de hiç kuşkusuz üniversiteler. Çoğu Üniversitenin duvarında Pkk nın canlı bombalarınından tutun da yıllar önce ölmüş pkk elebaşlarının resmileri asılıyor. Kampüslerde pkk marşlarıyla halay çekiyorlar. Her gün şehit veren bir ülkenin ilim yuvası olması gereken yerler teröristlerin propaganda merkezi olmuş durumda.

Ege üniversitesinde Fırat çakıroğlu isimli bir öğrenciyi katledildikten sonra bile pkk’ya üniversitelerde gereken önlem alınmadı. İlerleyen süreçte Pkk’nın üniversite yapılanmalarının üniversitelerden topladığı öğrenciler Cizre’de, Sur’da, Nusaybin’de, Yüksekova’da, hendek kazdı, askere, polise kurşun sıktı. İş bununla da sınırlı kalmadı. Balıkesir Üniversitesinin öğrencisi Seher Çağla Demir isimli pkk militanı Ankara Güvenpark’ta canlı bomba eylemi gerçekleştirdi.

Bir terör örgütünün en büyük ihtiyaçları moral ve insan kaynağıdır. Devlete hizmet etmesi için milletten alınan vergilerle kurulmuş kurumlarda terör örgütlerinin cirit atması kabul edilecek bir durum değildir. Pkk ile mücadelede sonuç alınmak isteniyorsa en az asker, polis kadar devletin diğer kurumları da bu konuda sorumluluk almalıdır.

iletişim: twitter: @alijeancorakci