Özgürlüklerin sınırlandırılmasının ölçütü ve AYM kararı

Hüseyin Kaya

Hüseyin Kaya

Elimizdeki mevzuatın Anayasa Mahkemesi dahil tüm vahkemelere karar vermede çok geniş bir takdir yetkisi tanıdığını söyleyebiliriz.Dersanelerle ilgili, AYM son kararının gerçekçesi de yayınlandı.Özetle dersanelerin kapatılmasının anayasadaki eğitim ve öğretim özgürlüğünün v eteşebbüs hürriyetinin sınırlandırılması anlamına geleceği şeklinde bir gerekçe mevcut.
Aslında istenirse mahkeme bunun tam tersinde bir karar da verebilirdi.
Nasıl mı İşte farklı karar ve gerekçesi…
“Dersaneler yoluyla verilen eğitim ve öğretim faaliyetinde işin teşebbüs yanının devletin eğitim ve öğretimi vermesi gerektiği yönündeki anayasal mecburiyetine atkırı davranıldığı,parası olanın özel eğitim aldığı ve bununda yine anayasanın gelirin adaletli dağıtımı ve fırsat eşitiliğine aykırı olduğundan bahisle dersanelerin kapatılması gerektiğine karar verebilirdi.Ayrıca dersanelerin eğitim ve öğretim faaliyeti dışında amaç güttüğü ve bilimsel gelişmeden gayrı hedeflere yöneltildiği başkaca bir sonuç olarak ortaya çıkarmaktadır.
AYM kararında dersanelerle hiç ilgisi olmayan yüzbinlerce gencin eğitim ve öğretim özgürlüğünün durumunun ne olduğu konusu büyük bir soru olarak ortaya çıkmıştır.
TERÖR BİZE AİT DEĞİLDİR.
Evet terör kavarmı batıya ait tanımı ve kapsamı sürekli değiştirilmeye elverişli bir kavramdır.Bir şekilde sosyal-politik kavram olarak bir hukuk kavramı olarak kullanıldığında bile bizzat kendi kapsamında yeni bir terörsel işlev görecek kadar tehlikeli bir kavramdır.Ceberrutların ve buzağıya tapma sevdalılarının üretmiş oldukları dizayn kavramıdır..Doğru ile eğrinin karıştırılmasına yarayan bir silahtır aslında..
Bu nednele bize ait tüm hukuk alanları ki özellkle savaş hukuku anlayışımıza Ali Bulaç’ın yaptığı gibi terör kavramını sokmamak lazımdır..”Fitne”kavramı ya da daha teknik bir kavramın yasalarımızda ve güvenlik koseptimizde yerini alması elzemdir.Kaldı ki kişinin iradesi ile topluca davranmanın şartları arasındaki yargılama ölçetleri böylece daha net ortaya çıkacaktır.Örnek Ergenokon davasında bir ksımının suçlu olduğuna dair kanaat bir kısmının da sorumsuz olduğuna dair kanaat baştan bu yana vardı ve mahkeme karaları nasıl olursa olsun bu kanaat hiç değişmeyecektir.İşte burda üretilen kavramlar “terör” gibi bu gerçeği önlemeye ve tahrif etme amaçına hizmet etmektedir.
Kısaca terör kavramı, hakkı batıla karıştırma işene yaramaktan başka bir işe yaramaz.
“Varsanrı”larımız varsayımlarımız gibidir.
Evet devleti yöneten kardşelerimize akıl danesi olanların düşünceleri bir gelecek varsayımından öte özelde kendine korunaklı bir alan sunan varsanrılardan öteye geçmemektedir.Özellikle itikati ellerini semaya açmaya elverişli birinin marksist veya kapatalisit bilgi dağarcığından çok bişey bekelenemez.
Tarihi iyi okumalı derken bize düşen nimetinin ne kadar olduğunu bilmeliyiz diyoruz aslında..Tanzımattan ikiz kulelerin yıkılışana kadar geçen sürede dunyada biriken alacağımızın ne olduğunu iyi hesap edemedik…Vermeye hazırmıydılar derseniz,kesinlikle evet derim..Belki en zor zamandayız ama masaya yendien oturma hakkımız devam etmektedir.Kazan kazan değil bu..Saedece biriken alacağımızın gerçekleşeceği ve bizim kazanacağımız zamandır..Medeniyetler aynı anda karşılıklı kazanmazlar.Adetullaha aykırıdır bu…
İç Siyaset Ne alemde? Ya da;
Cumhurbaşkanlığı demokrasi üstü bir durumdur..
Sayın Cumhurbaşkanına sus dediler.Ortalık suspus oldu…Yeni seçim olmuş siz hiç hükümet eksikliği yaşıyor musunuz?Kılıçdaroğlu,Bahçeli,Demirtaş,Davudoğlu hepsinin oluşturduğu hengame gündemi yürütüyor mu?..Dışarıda bir etkisi var mı? Yok…Cumhurbaşkanı’nın bu Anayasaya rağmen etkin olma mecburiyeti vardır ve devleti daha çok anlayarak etkinliğini artırmalıdır.”Cumhurbaşkanlarının sorumsuzluğu” kavramı bir yasal korumadan çok hantal kısıtlayıcı demokrasının külfetinden uzak kalmasını sağlamak ve bin yıldan fazladır devam eden devlet geleneğinin gereğini yapma imakanı olsun diyedir.Bilmeden konuşmanın bir anlamı yoktur.
Kalın sağlıcakla.
av.huseyinkaya@gmail.com
@avhuseyinkaya

Diğer Yazıları