Ortada duran zor soru

Metehan Demir

Metehan Demir

BAZILARININ derdi bu ülkede sürekli kavga etmek, sağa sola laf çarpmak, kamplaşma ve huzursuzluk yaratmak olabilir ama iradesi daima esas olan bu milletin tek isteği var; o da birlikte huzur içinde yaşamak.

Aynı bayrak altında, el ele, farklılıkları kavga sebebi değil güç haline getirmiş bir Türkiye. Paranoyalarla, komplo teorileri ile değil, akılla, mantıkla ve birbirini dinleyerek geleceğe birlikte yürüyebilmek.

Zorluklarda bir olabilmek, uçurumun kenarında iken kendi gibi düşünmese de kimsenin aşağıya düşmesine izin vermemek.

AKILLARDAKİ O SORU

Günlerdir bir soru aklımdan çıkmıyor. Eminim sizin de aklınızdadır.

Gelin beraber tartışalım. Artık o kadar nefret ve sinir gözlerimizi kör etmiş ki, o nedenle önceden not düşelim... Sadece akılla ve bu milletin vatanın ileride daha rahat nefes alabilmesi adına sağduyu ile konuşalım...

15 Temmuz darbe girişimi herhalde sadece bizim değil tüm dünya tarihinin gördüğü en büyük ihanetlerin başında gelir. Asker üniforması giymiş bir grup hain milletine, meclisine, polisine, askerine kurşun sıkıp bombalar yağdırdı. O gece ülke sadece darbeden değil bir iç savaşın eşiğinden döndü. Vatansever polisi, askeri ve kahraman milleti sayesinde. Darbeye karşı tankın, helikopterin üstüne atlayanları, göğsünü ağır silahlara açan böyle bir milleti herhalde tarih bir daha yazmayacaktır.

Sonrasında zorlu bir ayıklama süreci başladı. Binlerce tutuklama, on binlerce işten atma, açığa alma ve sayısız soruşturma geldi.

EN AĞIR CEZA VERİLSİN

Burada şunu özellikle belirtelim; bu darbeye katılan, destek veren, planlamasında rol alan ve masumların kanında doğrudan ya da dolaylı parmağı olan herkesin en ağır cezayı alması için herkesin işin takipçisi olması gerekir.

Ama artık devletin önemli isimlerinin hatta en tepesinin bile kabul ettiği gibi işin cadı avına dönmemesi ve hatta at izinin it izine karışmaması da gerekir.

Bu süreçte, FETÖ başta hiçbir oluşumla ilgisi olmamasına rağmen muhalif kimliklerinden dolayı içeri alınanlar olduğunu haberlerden gördük. Ya da, sırf husumet nedeni ile masum insanların birileri tarafından iftiraya kurban gittiğini.

Çevremde, hükümete yakın ya da muhalif çevreler olsun her yerden bana gelen o kadar çok, 'Bu kişinin FETÖ ile zerre kadar ilgisi yok, ne yapacağımızı şaşırdık' diye konuşan var ki. Şüphesiz burada adalet sistemimize savcılarımıza hakimlerimize çok büyük iş düşüyor.

KOMİSYON ÖNEMLİ

Son olarak, mağduriyetler yaratılmaması için özen gösterileceği yönünde gelen açıklamalar ve Başbakanlık'ta itirazları araştıracak bir özel birim oluşturulması da çok önemli.

BİR ÇÖZÜM BULMAK LAZIM

Ama işte bu noktada en başta bahsettiğim bir soru daha var. Bunu sakince konuşmak lazım.

Bu hainlere en ağır cezaları verirken; öte yanda bugüne dek tutuklanma ya da gözaltı olmadan 100 bin civarında görevden atılan ya da bir şekilde uzaklaştırılan insan da var. Bu insanlar ve aileleri ile ilgili de bir kapsamlı plan ve proje geliştirilmesi lazım.

MİLYONA ULAŞIYOR

Bu 100 bin rakamı; aileleri ile düşününce 4 yüz bin, etkilenen anne baba kardeş geniş aile ile düşününce belki de 1 milyona ulaşıyor. Tüm gelirleri kesilen, mali olarak kontrol altında alınan, aile fertleri ile hiçbir yere kabul edilmeyen bu insanların içinde tabii ki suçu sabit olanlara en ağır yaptırım ve cezaların uygulanması lazım.

Ancak, geriye kalanların aileleri ile yeniden topluma kazandırılması ile ilgili biraz kafa yormak gerekmiyor mu?

Her şeyini kaybetmiş, kendisi ve ailesi açıkta kaldığından yok olmanın eşiğinde ve her tür çılgınlığı yapabilecek bir psikolojinin mutlaka yine devlet tarafından rehabilitasyon programları eşliğinde yönetilmesi gerekiyor.

Bu rakamlar, ileride daha büyük sorunları beraberinde getirmeden devreye girmek şart.

Bu bir milyon insan bir yere gitmedi ki. Bu toplumda yaşıyor. İleride izolasyonla iş tatsız boyutlara gelmemeli. Hataları ve sevapları ile bu insanları karşısına oturtup, devletin tüm ilgili kurumları ile kapsamlı bir çalışma için düğmeye geç kalmadan basması önem arzediyor.

ŞU HAKLI TEPKİLER GELEBİLİR AMA

Şimdi belki bazıları; 'Ne münasebet canım; ne halleri varsa görsünler. İhanetin bedeli olmalı' diyebilir.

NEDEN KARANLIK GÜÇLERİN ELİNE DÜŞŞÜNLER Kİ

Zaten biz de hainler için bu konuda hem fikiriz. Ama hakkında bir yargı kararı olmayan ortada kalan yüzbinlerin de neden millet vatan düşmanı kesimlerin iyice düşmesine izin verilsin ki?

Bir de bu açıdan düşünelim. Her şey bir beraber ve güçlü Türkiye için değil mi...

Güzel günlerde görüşmek üzere...

Diğer Yazıları