Mikdat Fırtınası!

Mikdat Kadıoğlu

Mikdat Kadıoğlu

Günlerden bir gün Amerika’da Atlas Okyanusu’nun kıyısında yaşayan balıkçı, atmosfer basıncını takip edebilmek için bir barometre ısmarlar. Barometre günlük-güneşlik bir günün sabahı postacı tarafından kendisine teslim edilir. Balıkçı paketi açıp barometreyi kutusundan çıkardığında, barometrenin iğnesinin “harikan” gösterdiğini görür. Barometreyi sallar ama barometrenin iğnesi inatla harikan göstermeye devam eder. Balıkçı barometrenin bozuk olduğunu düşünerek hemen onu geri göndermek üzere hayli uzakta bulunan şehirdeki postanenin yolunu tutar. Bir gün sonra balıkçı geri dönünce kulübesinin ve köünün yerinde olmadığını görür – 21 Eylül 1938’de kulübe “adsız bir harikan” tarafından yok edilmiş ve köyde 700 kişi ölmüştür.

Irma gibi harikanlar, kendi ekseni etrafında batıdan doğuya doğru dönen dünyanın bu dönüş yönüne zıt, tropikal enlemlerdeki okyanusların sıcak suları üzerinde doğudan batıya doğru hareket eden dev azmanı fırtınalardır. Çok büyük bir alanı kaplayan ve bir mevlevinin etekleri gibi kendi etrafında dönen bulut kümesinin ortasında da bu fırtınaların bir tane de gözü vardır.

Kasırga değil tayfun

Önce şu harikanlar, tayfunlar, kasırgalar ve hortumlar ile ilgili kavram kargaşasına bir açıklık getirelim. Tropiklerdeki maksimum rüzgarlar, hızları 60–110 km/saatlik bir hıza ulaştığında “tropikal fırtına”; 110 km/saati aştığında da “tropikal siklon” olarak adlandırılır. Tropikal siklonlar, Pasifik Okyanusun kuzeyinde “harikan” (hurricanes); Kuzey Pasifik Okyanusunun batısında “tayfun” (typhoons); Avustralya’da “Willy-Willies”; Hint Okyanusunda da sadece “siklon” olarak adlandırılırlar. Bazı sözlükler tropikal siklonları Türkçe’ye “kasırga” olarak çeviriyor. Aynı sözlükler, “Twister” filmindeki “tornado”ya (yani hortuma) da “kasırga” diyor. Ben Japonlar gibi ve bize daha tanıdık olduğu için tropikal siklonlara Türkçe’de “tayfun” veya Avrupalılar gibi “orkan” denmesini öneriyorum. Ama dinleyen yok!

Kim demiş hep kadın ismi diye

Evet 1938’lerde ABD’de tayfunların adı yoktu ama şimdi var. Tayfunlara isim takmak ilk defa 20. yüzyılın başında Avusturalyalı meteorologların sevmedikleri politikacıların isimlerini vermeleriyle başladı. II. Dünya Savaşı’nda Amerikan Deniz Kuvvetlerindeki meteorologlar, tayfunlara eşlerinin veya nişanlılarının adlarını vermeye başladılar. 1950’den 1952’ye kadar (Able-Baker-Charlie gibi) fonetik alfabeye uygun isimler tayfunlara verilirken 1953’de ABD Meteorolojisi, tayfunlara “tahmin edilemez karakterlerine uygun bir şekilde”, kadın ismi vermeye başladı. Feminist hareketler sonucunda 1979 yılından sonra tüm dünyadaki tayfunlara artık erkek isimleri de verilmeye başladı.

Bir yıl öncesine kadar Japonya’da bile olsalar tayfunlara, “Helene” ya da “Richard” gibi İngiliz, Fransız ve İspanyol isimleri veriliyordu. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), örneğin Kamboçya’daki tayfuna yabancı adlar verilmesi nedeniyle Kamboçyalıların fırtına uyarılarına karşı ilgisiz kaldığını fark etti. Bu nedenle, 14 Asya ülkesinden 130 isim belirlendi ve Kamboçya dilinde fil anlamına gelen “Damrey” adı, Güney Çin Denizi’nde görülen ilk tayfuna verildi...

Tayfun diyelim

Acaba “Biz de uygun isimler bulup taksak ülkemizdeki afetlere daha değişik bir gözle bakılır ve yaklaşımımız değişir mı?” şeklinde bir soru var kafamda. Mesela bundan sonra görülecek olan ilk iri taneli dolu yağışına sevmediğiniz bir kişi olarak benim adımı verebilirsiniz yani “Mikdat Fırtınası” diyebiliriz, bence hiç bir mahsuru yok. Ama lütfen ülkemizde asırlardır düz esen şiddetli fırtınalara kasırga dediğimizi, kendi eksini etrafında dönen tropikal fırtınalara ile

bunun hiç bir şekilde aynı şey olmadığını unutmayın. Hayden şiddetli tropikal fırtınaların tümüne “tayfun” diyelim de dilimizde başka bir karmaşa yaratmayalım.

Diğer Yazıları