Kalkışmaya kalkışan sorular

Erdem Uygan

Erdem Uygan

Ellerinde bulunan ilâhî kitabın gerçekten Allah’ın katından olup olmadığı sorusu, aslında her bireyin sormak istediği, ancak kendilerine toplumları tarafından dayatılan din anlayışı yüzünden kimsenin sormaya cesaret edemediği en temel sorudur.

Müslüman yani Arapça karşılığı ile “müslim” kelimesi terim olarak “Allah’ın dinine teslim olan” anlamına gelir. Yeryüzünde dindar olup da Allah’ın dininden başkasına teslim olduğunu iddia eden hiç kimse yoktur. Bir Müslüman da Hristiyan da Yahudi de Budist de Zerdüşt de kısacası dininin adı ne olursa olsun her insan Allah’ın dinine teslim olduğunu yani Arapça söylersek “müslim”, Farsça söylersek “Müslüman” olduğunu iddia etmektedir.

Bu açıdan bakıldığında “Ben Budistim” diyen bir insanla, “Ben Müslümanım” diyen bir insan arasında ortaya attığı iddia bakımından hiçbir fark yoktur. İkisinin de o dinin mensubu olmasının sebebi aynıdır: O dini yaşayan bir toplumda doğmuş olmak.

Bizim toplumumuzda da bir kişinin Müslüman olması, kendisine Müslüman diyen bir ailenin çocuğu olmasına, dolayısıyla Allah’ın takdirine bağlanır. Bu kişinin, “Bu Allah’ın kitabıdır” iddiasıyla kendisine sunulan kitap için gerçekten öyle olup olmadığı hakkında bir inceleme yapması görülmüş şey değildir. Çünkü o doğuştan hak dinin(!) mensûbudur. Artık yapması gereken tek şey, kendisini Müslüman bir ailede dünyaya getirdiği için Allah’a şükretmek ve zihninin derinlerinde, diğer dinlere mensup insanların neden bu ilahi “torpilden” mahrum kalmış olduklarına dair kalkışmaya kalkışan soruları bastırmaya çalışmak olacaktır.

Oysa konuya Kur’an açısından bakıldığında durum bunun tam tersidir. Kur’an ilahi kitap olduğu iddia edilen bir kitabın Allah’ın kitabı olup olmadığı konusunu muhatabının gündemine alması gereken en önemli konu olarak sunar. Buna Kur’an’ın bizzat kendisi de dahildir. Çünkü Müslüman bir ailede doğduğu için Müslüman olduğunu düşünen kişi de Kur’an’a göre atalarının dinine mensuptur ve o dinin doğru olup olmadığını araştırmak zorundadır.

Çünkü doğduğu toplumun dininin Allah’ın dini olmama ihtimali yüksektir:

- Onlara "Allah’ın indirdiğine uyun!" dense, "Hayır! Biz atalarımızı hangi yolda bulmuşsak, ona uyarız!" derler. Peki, ataları akıllarını bir şeye çalıştırmamış ve doğru yola da girmemişlerse, yine uyacaklar mı? (Bakara 2/170)

Bu ve benzeri ayetler (benzer bir ayet için Maide 104’e bakılabilir), bir kitabın Allah’tan gelip gelmediğinin sorgulanması gerektiğini gösteren en açık ayetlerdir.

Bu ayetleri okuyan herkes “Öyleyse Allah’ın indirdiği nedir?” sorusunu sorması gerektiğini anlar. Bu ayetler aynı zamanda Allah’tan geldiği söylenen bir kitabın bu iddiasını bizzat kendisinin ispatlaması gerektiğini de gösterir. Çünkü ayete göre bir dinin Allah’ın indirdiği din olduğu bir insanın sözü ile ispatlanamaz. Hatta çoğunluğun o din üzerinde olması bile itibar edilebilecek bir durum değildir. Zaten Allah bizzat Nebîmizi insanların çoğundan yana olmaması konusunda da uyarmıştır:

- Tarafını yeryüzündeki insanların çoğundan yana seçersen seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar, sadece varsayımlarla hareket ederler. Onlar, sadece atarlar. (En’âm 6/116)

Şu durumda Nebî’yi bile Allah’ın yolundan saptırabilecek olan çoğunluk hiçbir zaman doğrunun göstergesi olamaz.

Sonuç olarak bugün yaşayan Müslümanlar için Kur’an’ın Allah’a ait olduğunun delili kendi atalarıdır. Ancak görüldüğü gibi ayetlere göre böyle bir iman kabul edilemez.

Bu durumda ister istemez başka sorular da ortaya çıkmaktadır:

Allah’ın indirdiği dini bulmanın yolu nedir?

Kur’an kendisinin Allah’a aidiyetini sorgulamamıza izin veriyorsa bunu nasıl yapacağız?

Rasulullah’ın sözü de Kur’an’ın Allah’ın kitabı olduğunun delili olamaz mı?

Bir kitabın Allah’ın kitabı olup olmadığı nasıl anlaşılır?

Bir kitabı Allah’ın kitabı yapan kriterler nelerdir ve bunları kim belirler?

İşte bu ilk yazımızda belki de hepimizin içinde hayatımız boyunca kalkışmalarına izin vermediğimiz tüm bu soruları artık bastırmamamız gerektiğini görmeye çalıştık. Allah izin verirse bundan böyle bu soruların cevaplarını bulmaya çalışacağız.

Allah’a emanet olunuz…

Diğer Yazıları