İsrail’den Anadolu’ya getirilen Yahudi esirler

İlhami Yangın

İlhami Yangın

Asur İmparatoru 2. Sargon, milâttan önce 721 yılında, Kuzey İsrail Krallığını ele geçirerek, burada yaşayan İsrailoğullarının on kabilesini Asur topraklarına sürdü. Onları, Habor nehri kıyısındaki Halah’a ve Gozan nehri kıyısındaki Media’ya yerleştirdi.

İsrail’in kayıp on kabilesi işte bu sürülenlerdir: Reuben, Gad, Aşer, Efraim, Manasseh, Dan, Naftali, İssahar, Simeon ve Zebulon.

Asur sürgününden itibaren bu on İsrail kabilesi tamamen yok oldu, tarihteki izleri de silindi.

*

Kuzey İsrail Krallığı yıkılmış, Güney İsrail Krallığı ayakta kalmıştı. Yaklaşık 120 yıl sonra, Babil İmparatorluğu tehlikesi baş gösterdi.

Babil İmparatoru Nebukadnezar (Buhtunnasır), Kudüs’ü ele geçirmek için, hem Güney İsrail Krallığına hem de İsrail’in müttefiği Mısır İmparatorluğuna aynı anda savaş açtı.
Doğu Ermenistan Kralı Hıraçya (Hracheye), Babil İmparatorluğunun müttefiki olarak bu sefere büyük bir ordu ile iştirak etmişti.

Kudüs şehri, milâttan önce 16 Mart 597 tarihinde, Babil İmparatorluğu tarafından zapt edildi.

Böylelikle, Yahudilerin Babil sürgünü başladı.

İlk seferde Güney İsrail Kralı Jehoiachin (Jeconiah), tüm ailesi ve üç bin elit Yahudi Babil’e sürüldü.

Kral Jehoiachin’in yerine amcası Zedekiah (Tzidkiyahu), Babil İmparatoru Nebukadnezar tarafından Güney İsrail Kralı yapıldı.

21 yaşındaki genç Kral Zedekiah bir müddet sonra Babil İmparatoru Nebukadnezar'a karşı ayaklandıysa da, kanlı bir ayaklanma ve ardından uzun bir kuşatma sürecinden sonra Kudüs tekrar Nebukadnezar'ın eline geçti.

Başkent Kudüs’ü yeniden ele geçiren Babil İmparatoru Nebukadnezar, Hazreti Süleyman’ın yaptırdığı Tanrı’nın tapınağını, sarayları ve köşkleri yıktırdı, şehri tamamen ateşe verdi. Daha sonra da Kudüs’teki tüm evler yerle bir edildi. Şehirde taş üzerinde taş bırakmadı.

Sağ kalan İsrailoğulları, özellikle soylular ve zanaatkârlar Babil’e sürgün edildi. (m. ö. 587).

Babil İmparatoru Nabukadnezar, Kudüs seferine çok sayıda Ermeni askerle iştirak eden ve savaşta büyük yararlılık gösteren Ermeni Kral Hıraçya’nın hizmetini unutmamıştı.

İlk seferde üç bin, ikinci seferde on bin Yahudiyi sürgün olarak Babil’e götüren Nabukadnezar, esirler arasından beş bin Yahudiyi, köle olarak değerlendirmesi amacıyla Hıraçya’ya hediye etti.

Ermeni Kralı Hıraçya, beş bin Yahudi esir yanında olduğu hâlde, Doğu Anadolu’ya geri döndü. Böylelikle, sürgün edilen İsrailoğullarının bir bölümü, Ermeniler arasında Anadolu’da esir hayatı yaşamaya başladı.

*

İskender’in ölümünden sonraki dönemde Anadolu’nun doğusunda ve batısında güçlü bir imparatorluk kalmamıştı. Bu durumdan faydalanarak büyüyen Ermeni Krallığı tarihteki en geniş sınırlarına Kral 2. Dikran (2. Tigranes - Büyük Dikran) döneminde ulaştı.

Milâttan önce 95 - 55 yılları arasında Doğu Anadolu topraklarında hüküm süren Kral 2. Dikran, yukarı Mezopotamya ve Suriye'ye doğru yayılma siyaseti izledi. Sınırlarını bugünkü Lübnan'ın güneyine dek genişletmeyi başaran Kral 2. Dikran, başkentini Diyarbakır yakınlarında kurduğu Tigranakert’e taşımıştı (Günümüzde Diyarbakır’a bağlı olan Silvan ilçesi ve civarı).

Egemenliğini Lübnan’a kadar genişleten Ermeni Kralı 2. Dikran, Kudüs civarına bir sefer düzenledi ve esir aldığı binlerce Yahudiyi sürgün ederek Doğu Anadolu bölgesine yerleştirdi.

Sürgün edilen Yahudiler, Ermeni Krallığının başkenti Tigranakert surlarının yapımında çalıştırıldı.

Diğer Yazıları