Halledemeyiz abi!...

Mikdat Kadıoğlu

Mikdat Kadıoğlu

17 Ağustos 1999 Gölcük Depreminin 17. yılında herkesi öz eleştiri yapmaya, afet risk yönetimine önem vermeye ve yeşil alanlarımızı korumaya çağırıyorum

Ülkemizde 1999 depremlerinden sonra gerçekten çok şeyler yapıldı. Fakat, şuan yapılan afet yönetimi çalışmalarına bakıldığında, gayretlerimizin çoğunu hala afetlerden sonraki “müdahale ve yara sarma” yani “iyileştirme” aşamalarına, yani “kriz yönetimi“ne yöneltmiş̧ olduğumuzu görüyoruz. Diğer bir deyişle, şimdiye kadar afet yönetimini, daha çok “insanları enkaz altından kurtarmak, hastaneye yetiştirmek, yangın söndürmek, vb. müdahale çalışmalarını sevk ve idare etmek” olarak algılamış̧; yani kriz yönetiminin afetin oluşumuyla beraber değil afet öncesinde risk yönetimiyle başladığını anlayamamışız. En önemli risk azaltma çözümü olarak geliştirilen kentsel çözüm de istenildiği kadar yaygınlaşamadı.

Bu nedenle. hala ağır basan kriz yönetim mantığı ile beklenen Marmara Depreminin yıkıcı sonuçlarını halledemeyiz, afet risk yönetimine daha fazla önem vermeliyiz. Yani kimse “hele bir olsun hallederiz abi” filan demesin. İnanmazsanız aşağıdaki senaryoya bakınız.

Örneğin, en son İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 2009 yılında güncellenen ve en kötü senaryo olarak bilinen 7,5 büyüklüğündeki depremin (çok iyimser olan!) sonuçlarına şöyle:

* 10-30 bin ölü:

Bu gerçekleştiğinde kimlik tespiti, cenaze isleri için bir hazırlık yapmak mümkün değil. 30 bin ölü için en az 150 bin metrekarelik mezarlık gerek!

* 2 bin 500-10 bin çok ağır hasarlı ve 13-34 bin ağır hasarlı bina:

Çok ağır hasarlı binalardan herkes canlı çıkarılamaz ve ölenler de geri getirilemez. Ayrıca depremden sonra 34 bin ağır hasarlı bina için anında, 34 bin tane 20’şer kişiden oluşan arama ve kurtarma ekibi de Dünya’da bulunamaz.

* 20-60 bin hastanede tedavi gerektiren ve 50-140 bin hafif yaralı:

Güçlendirilen ve yeniden yapılan hastanelerimiz var. Fakat apartmandan bozma ve çürük binalarda sağlık hizmeti veren tesislerimiz de var. Herkes depremin ilk saatlerinde kendi başına kalacak ve ölümlerin çoğu da ilk saatlerde olacak. Fakat ilkyardım eğitimi ve doğru bir ilkyardım çantası olanımız yok denecek kadar az.

*650 noktada doğalgaz şebekesi ve 17 bin adet doğalgaz kutusunda hasar:

Bu rakamlara binlerce fabrika, konut ve araç yangınını da ilave etmeliyiz. İtfaiyenin karayolundan ulaşımının imkansız olabileceği bir yerde taşıma su ve ekipler ile yangın ve kimyasal serpintilere müdahale etmek mümkün olamayacak.

*450 noktada içme suyu ve 1500 noktada atık su hattı hasarı:

İSKİ su şebekesinin büyük bir kısmı yenilendi. Fakat Japonlar gibi sismik bağlantılar yerine hala standart boru bağlantıları kullandığımız için su şebekemizin de depreme göre inşa edildiğini söylenemez. Ayrıca Japonlar gibi, halkın sığınabileceği park ve bahçelere de, afetzedelerin ihtiyacını karşılayacak su deposu ve fosseptik gibi sistematik olması gereken hazırlıklarımız da yok... Yani tek basına boş çadır alanları da çözüm değil. (Fotolar için aşağıya bakınız.)

* 85-150 bin orta hasarlı ve 250-350 bin hafif hasarlı bina:

Böyle bir durumda 530 bin olarak hesaplanan acil barınma ihtiyacı olan hane sayısı, panik ve binalar olan güven kaybı nedeniyle birkaç milyonu bulacak. Ne dünyada bu kadar çok çadır, ne de İstanbul’da bu kadar çok çadırı kurmak için açık alan var.

Özetle geçtiğimiz 17 yılda yapılanlar, maalesef yapılması gerekenler yanında devede kulak kalıyor.

Ama şimdi en azından beklenen yıkıcı Marmara Depremi için şuan büyük oranda yeşil olan ve şehir dışına taşınması düşünülen askeri alanların afetlerde de kullanılabilecek bir alt yapı ile donatılmış birer Demokrasi Parklarına dönüştürübiliriz.

İstanbul’da, üzerleri tabure olacak şekilde kapatılmış fosseptik çukurları, üzerindeki kaplama kaldırılınca altından portatif ocak çıkacak bankları, su ihtiyacını karşılayacak özel su tankları, üzerine branda örtülünce sahra hastanesine dönüşebilecek çardakları, helikopter pistleri, vb. olan Demokrasi Parkları kurarak tüm Türkiye’ye ve Dünyaya örnek olabiliriz. Bunun için Japonya’da bir çok örnek var.

Yoksa inanın hiç bir şekilde beklenen yıkıcı depremin sonuçlarını halledemeyiz abi!

170820160046398417521_3.jpg

170820160046508417032_3.jpg

170820160046258411385_3.jpg

Diğer Yazıları