Doğrulmalıyız

Kainatta bir düzen olduğu gibi insanda da bir düzen vardır.

Toplumda bir düzene göre hareket eder.

Düzen bozulmaya görsün artık ne fayda deriz?

Güneş azıcık yaklaşıverse Dünyaya ne olur?

Yeryüzü kavrulur perişan olur.

İnsan azıcık ortak koşsa Allah ile arasına aracı koysa şirk olur.

İnsan dönüşür şeytan olur.

Topluma şüphe girse fesat bulaşsa ne olur.

Kur’anın tabiriyle” kardeşlik nimeti” yok olur kaos olur.

İşte bugün insanımızın bir kısmı Kur’anın emrine aykırı bir kodlanmayla şirk üzeredir.

Ve saldırıyor,katlediyor ihanet ediyor.

Toplum millet olarak bir kaosu yaşıyoruz.

Şüphe ve endişe egemen bir hayatı paylaşıyoruz.

Yoksulluktan,yorgunluktan,bir çok ihtiyaçtan öte hayatın anlamı emin olmak halini kaybettik neredeyse.

Şeksiz şüphesiz emanette yaşamanın ne büyük bir nimet olduğunu hatırlayınız.

Birbirine güvenin nasıl da huzurlu bir ortam sağladığını bilir misiniz?

Yeryüzünde fesat çıkaracak birini mi yaratacaksın? diye sorulan soruyu haklı çıkarmanın mahcubiyetinin ne olduğunu bilmek zorundayız.

Rabbimize karşı mahcup olmaktan kurtulmalıyız.

Bu önce gerçek bir imanla olur.

hakikatın inşası konusundaki sadakatimizle olur.

Kanaatkarlıkla varırız kardeşlik menziline.

Bütün kutsal kavramlarımızı şeytan ve benzerlerinin çalmasına ve bize tahrif edilerek dayatılmasına karşı duruşla olur.

İfrat ve tefritten uzak vasat bir hayatı istemekle olur.

İhanet edenlerin yöntemine alışkanlık ta ihanettir.

Hainlerin yardımından faydalananlar gittikçe büyüyen bir ihaneti saklayacaklardır.

Adalet hakkaniyet ve gereğini yapmak aramıza döndürülmez ise azap günü yakındır.

Sorunlarımızın ağır olduğu yeni imtihanların bizi beklediği açıktır.

Onun için elbirliği yapıp hakikatin peşinde çok çalışmalıyız.

Birlikte yaşamanın ve var olmanın kodlarına acilen dönüş gerçekleşmeli.