Daha ne kadar acı yaşamak lazım

Metehan Demir

Metehan Demir

BİTMEYEN bir acı ve huzursuzluk sarmalı Türkiye’nin üzerine giderek bir karabasan gibi çöküyor. Dün de yine İstanbul'da bir terör saldırısında daha 12 insanımızın kaybı ile sarsıldık.
Cumhuriyet tarihinin belki de en kara dönemlerinden, en kara kışlarından biri geçti.
Geçen yaz, Urfa Suruç’la başlayan Ankara Garı, Sultanahmet, Genelkurmay, Güven Park, Taksim ile devam eden ve son olarak 12 insanımızın hayatını kaybettiği terör saldırılarında ölen yüzlerce insanın acısı 'insan olan' herkesin yüreğini dağladı.
ŞEHİT SAYISI 500'Ü GEÇTİ
Sadece bu mu? Maalesef dün itibarı ile sadece 10 ayda 510'u geçen şehidin acısı, yıkılan şehirler, ölen masum siviller terörün alçak yüzünün korkunç bilançosu.
MAALESEF 48 SAATTE UNUTULUR
Normal bir ülkede bunun onda biri yaşansa onlarca yıl kaybolmayacak ağır bir travma oluşurdu. Ya biz…?
Ama bu son kahreden olay da en geç 48 saatte tıpkı öncekiler gibi unutulmaya mahkum. Saçma sapan yeni bir gündemin içinde kaybolur gider. Zaten, yazarken aklıma geldi. Bu cuma günü Avrupa Futbol Şampiyonası yok mu. Kendimizi kaptırırız gider. İmkansız ama bu saldırı gündemde en fazla 3 gün daha sürer yani. Herkesin birbirinin gözünü oymaya yemin ettiği, eleştiriye bile tahammül edemediği, eleştirinin ve cevabının hakaret olduğu bu nefret ortamında güzelim ülke sürükleniyor. Herkes herşeyin en doğrusunu biliyor. Ama sonuç sıfır. Siyasiler de artık teröre alıştı. Kes yapıştır mesajlar misali her saldırıdan sonra ya kınıyorlar, ya da lanetliyor. Sizlerin normal vatandaştan fazla olarak twitterdan şurdan burdan kınamak yerine ortak akıl ile çözüm adına yapabileceğiniz başka birşey yok mu? Hep söylediğimiz bazı şeyleri tekrar tekrar hatırlatma zamanı...
ARTIK
Artık ‘sözün bittiği yer, bıçağın kemiğe dayandığı yer, unutmayacağız, hain pusu’ ve benzeri söylemler değil, birbirini suçlama değil toplumsal birlik zamanı.
ARTIK
Artık, ölenlere senden benden diye bakma değil ortak acıda buluşup hareket etmeyi öğrenme zamanı.
ARTIK
Artık, sorumluların hesap verme, hepimizin hatasını kabullenme ve şapkasını önüne koyma zamanı.
ARTIK
Artık, hatalı olanların çıkıp ‘özür diliyoruz, gerekeni yapacağız’ deme zamanı. Özürle hatayı kabul etme ile küçük düşmez büyürsünüz.
ARTIK
Artık, ‘Bana ne, onlar suçlu’ dememe kendine düşeni yapma zamanı.
ARTIK
Artık kınama değil birşeyler yapma zamanı.
ARTIK
Silahlı mücadele sürerken diğer taraftan da siyasi bir zeka ile oyun planı kurulmalı.
ARTIK
Herkesi dinlemeli
DAHA NE KADAR ACI YAŞAMAK LAZIM?
Çağrımızı yine haykırıyoruz....
Gerçekten merak ediyorum, bir ülkenin birlik olması için daha ne kadar acı yaşaması lazım. Ne kadar?
EVİMİZ CAMDAN
Dünyanın en güçlü ülkesi olmak isteyebiliriz. Herkese ayar vermek isteyebiliriz. Yanlış yapan herkese haddini bildirmek isteyebiliriz. Ama evimizin camdan olduğu ve iç kavgalarla her gün tükendiğimiz bir atmosferde bunlar olmaz. Bu korkaklık değil. Kabadayılıkla değil akılla hareket etme zamanı.
Kendi hatalarımızın da olduğunu kabullenmeden yeni bir yol çizmeden bu olmaz.
ÇEVRENİZE BİR BAKIN
Bugün lütfen çevrenize şöyle bir bakın. Sadece PKK ve IŞİD ya da diğer terör örgütleri değil. ABD, Rusya, Almanya, İran, Mısır, Suriye, Irak ile hatta BM ile bile hayati krizler yaşıyoruz. ‘E ne var canım, susalım mı, onlar da yanlış yapıyor, biz de gerekeni yapıyoruz’ demekle olmuyor. Hakkını aramanın, mazlumun yanında olmanın, ülke çıkarlarını her şeyden üstte tutmanın başka yolları var.
Ortaya çıkıp herkesin hedefi olursan herkesten ayrı ayrı doğrudan ya da dolaylı o camdan evine taş yersin.
YA SURİYELİ GÖÇMENLER?
Bir soru; 2 milyonun üzerinde Suriyeli göçmenin, yani her 35 kişiden birinin artık Suriyeli olduğu bu ülkede ileride meydana gelebilecek sosyolojik patlamaların ne olabileceğini hiç düşündük mü?
BU YOKUŞ BÖYLE ÇIKILMAZ
Bir arabanız var ve 1300 motor. Çok dik bir yokuşu içinde insanlarınızla 200 km ile çıkmaya çalışıyorsunuz. Belki sabretseniz çalışsanız arabanız ileride daha güçlü olacak. Ama bu hali ile kimseyi dinlemeyip direksiyondan sağa sola bağırıp, aman yavaş diyenlere ‘siz şöylesiniz, böylesiniz’ demekle olabilir mi?
ASLOLAN MİLLETTİR
Aslolan millettir. Ne bir partidir, ne de başka bir siyasi emel. Aslolan bu ülkenin geleceğidir. Gelecek nesillerimizdir.
BU VATANI HERKES SEVİYOR
Bu vatanı bir tek ben seviyorum diyerek diğer herkesi hain ilan etmekle bu olmaz. Dinlemek ve elele tutuşmayı öğrenmek lazım.
Bir milyon insan teröre karşı yürür mü? Keşke. Ama bu bir milyon insan her görüşten farklı cephelerden olursa bu iş olur.
İŞTE O GÜN TERÖRÜ YENERİZ
Suruç’ta, Ankara Garında, Genelkurmay’da, Güven Park’ta ölenlere ‘senden benden’ diye bakmadığımız, acıyla birleşmeyi öğrenebildiğimiz gün biz terörü yeneriz.
TEHDİT DEVAM
Bu saldırı inşallah son olur. Ama maalesef öyle görünmüyor. Çünkü tüm güvenlik birimleri hala yeni terör saldırıları alarmında.
O nedenle herkes çok ama çok dikkatli olmalı. Amerikan Büyükelçiliği önceki gün Güven Park’taki son saldırı öncesi nasıl vatandaşlarını Ankara ile ilgili uyardıysa gerekirse devlet de kendi vatandaşına ‘biraz dikkat’ diye uyarıda bulunabilir.
TURİZM MERKEZLERİ ALARMDA
PKK’nın sadece güvenlik güçleri servisleri ile devlet değil, son saldırıda olduğu gibi şehir merkezleri, turizm noktaları gibi sivil hedeflere de saldırı yapabileceğine dair istihbarat hala devam ediyor.
IŞİD'E DE DİKKAT
Alınmış çok tedbir var ama, siz yine de temkinli olun. Sadece PKK değil IŞİD’e de…Ve başka mevcut her türlü tehdide de. Sahada da durum gergin. Güneydoğu’da uzaktan kumandalı patlayıcılarla saldırıların da artabileceği de, sokak eylemlerinin başlayabileceği de kulislerdeki bilgilerden.
Kısacası, milli teyakuz durumuna devam…
UMUT VE İNANÇ YAŞAMALI
Aman bu süreçte bari birbirimizi yemeyelim…
Umut ve inancımız olmasa çoktan yıkılmıştık. Bari bunları yaşatalım…
Ve ilk kez bir şeyleri gerçekten yapabileceğimize inanalım. En önemlisi de şu teröre alışmayalım....unutmayalım...
Farkında mısınız; etrafınızda artık 'Aman haberleri artık açmıyorum, kesin kötü birşey vardır. Artık bu şehir haberlerine dayanamıyorum' diyen insan sayısı ne kadar arttı?
Umudu kaybetmek yok...
Güzel günlerde görüşmek üzere...

Diğer Yazıları