Çözüm millettedir...

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Kuyruğu sıkışan PKK, yine dış kaynaklı ağızlardan sıklıkla “çözüm, süreç, barış” gibi sözcükleri telaffuz ettiriyor…

Ağızlarına hiç yakışmıyor ama yine de bir umut, belki Türkiye’yi yönetenleri ikna ettirebilirler diye muhtemeldir ki, sahiplerini devreye soktular.

Türkiye’nin terörle netice alınacak herhangi bir sorunu olmadığını hala anlamadılar.

Türkiye’nin gücünün, kudretinin yüksekliğini ve kendilerinin her geçen gün biraz daha eridiğini, halk nezdinde itibarlarının sıfıra yakın bir noktaya doğru gittiğini ne zaman görseler hep aynı teraneye sarılırlar. Uyduruktan bir çözüm süreci talebi…

Başbakan çok güzel söyledi, ağzına sağlık: “Çözüm mözüm yok kardeşim, çözüm millette…”

Türkiye bir kez o denemeyi yaptı, bir fırsat sundu; milleti artık kangren haline gelen terörden kurtarabilmek için yumuşak güç unsurlarını devreye soktu, ancak uzatılan ele cevaplar hendekler, barikatlar, kurtarılmış bölgeler ve ilçeler, iller yaratılmak istenmesiyle; her yerin patlayıcılarla tuzaklanmasıyla ve yüzlerce şehitle neticelendi.

Şehirler hala çözüm sürecinde terör örgütü ve sivil uzantılarının yaptıkları yığınaklarla dolu, hala onların meydana getirdiği büyük tahribatı milletçe tamire ve evlerinden, yuvalarından olan bölge insanının sorunlarını gidermeye uğraşıyoruz.

Bir yandan Suriye’de koridor ve federatif yapı sevdası için DAİŞ ile örtülü bir denklem içine gireceksiniz, diğer yandan FETÖ ile eşzamanlı eylemler için karar alacaksınız, Türkiye’nin dört bir tarafında kitlesel can kayıplarına yol açan intihar bombacıları, patlayıcı kamyonları ile terör estireceksiniz akabinde devletin güvenlik unsurlarınca başarılı operasyonlara maruz kalınca da uluslararası kamuoyu üzerinden barış ve çözüm süreci baskılarını devreye sokacaksınız…

Türkiye’nin böyle bir dayatmayı kabul etmesi mümkün mü?

Artık aziz milletimiz bu örgütten de, tüm hempalarından da kurtulmaya kararlıdır. Bunun dönüşü ve affı yoktur. Örgütle yakın uzan irtibatlı kim varsa, FETÖ için uygulanan tedbirlerin aynılarının bunlara da uygulanması elzem hale gelmiştir.

Kararlı ve azimli mücadele, teröre bulaşmamış insanlarımıza kol kanat gererek, bölgeyi bu lanetlenmiş güruhtan tamamıyla arındırma… Çözüm yolu budur.

Cerablus’ta elde edilen başarı mühimdir. Bu yüksek moralin üzerine derhal içte de PKK ile irtibatlı ve iltisaklı ne varsa bitirmek gerekmektedir.

İktidar bu konuda bir yaklaşım sergileme kararı içindedir. Görülen odur ki, Milliyetçi Hareket Partisi ve lideri Dr. Devlet Bahçeli’de bu aşamada hükümet ile aynı noktadadır. Tavizsiz bir mücadeleye her katkıyı vereceklerini beyan etmişlerdir.

Her ne kadar CHP’nin kafası karışık olsa da, bir yandan Rojova, Kobani türküleri çığırıp, diğer yandan Cerablus’u destekliyoruz açıklaması yapsa da, CHP’ye gerek olduğunu düşünmüyorum. PKK ile mücadele konusunda AP Parti ve MHP’nin birlikte duruşları zaten netice için yeter de artar bile…

Uluslararası toplumun da çok tutarlı olduğunu söylemeyiz. Sürekli farklı ağızlardan farklı sözler, gerçekte onların da nasıl uçlarda dolaşabildiklerini gösteriyor. Türkiye’nin tutarlı ve kararlı duruşu ile de her seferinde pozisyonlarını yeniden belirleme çabalarına giriyorlar. Bunun için de Fırat Kalkanı Harekatı’na getirilen eleştirilere de hiç takılmıyorum. Takılmamak da gerek. Türkiye’nin gücünü gördükçe, mesafe kaydetmesine tanık oldukça onlar duruşlarını sürekli yineleyeceklerdir. Bükemediğin bileği öpeceksin, misali…

Terörle mücadelede müzakerenin hiç iyi bir yöntem olmadığını gören Türk milletinin zaten yeni bir süreç başlatmaya asla razı olmayacağı, ancak en büyük itirazın da bölge insanından geleceği açıktır.

Başbakan milletin hislerini dile getirmiştir.

Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov vefat etmiş. Kerimov, 1989 yılından beri ülkenin başında demir yumrukla, kesintisiz bir yönetim sergiledi. Ülkelerimiz, aynı milletin evlatları olmamıza rağmen Kerimov döneminde soğuk giden bir ilişki dönemi yaşadı. Gönüller içiçe idi, Türkiye’de tıpkı diğer Türk yurtlarına olduğu gibi Özbekistan’a da muhabbet en yüksekte idi ancak, siyasi ve ekonomik ilişkilerimiz ne yazık ki hiç istenildiği gibi olmadı. İslam Kerimov’a rahmet, Özbek halkına başsağlığı diliyorum. İnşallah görevi devralacak yeni Başkan ile Türkiye ve Özbekistan ilişkileri tarihi ve kültürel bağlarımızın, ruh köklerimizin, kardeşliğimizin yansıyacağı şekilde yeniden canlanır ve güçlenir.

Diğer Yazıları