Bayram bitti, yine gündem değişmiyor

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Bir kurban bayramını daha idrak ettik. Yollarda trafik kazaları ve ölümlerle, ülkede yine her yere kan düşüren PKK terörü ile şehit haberleri ile…

Suriye’de tarafların silahlarını bayram süresince bırakmaları için olağanüstü bir diplomasi yürütülürken, insanların bayram süresince olsun yüzlerinin güldüğü bir iklim için milletçe seferber olmuşken, Van’da patlatılan kamyon ve yaralılarla, şehitlerle bayrama acı içinde başladık. Akabinde, pek çok yerde PKK terörist şiddeti kendisini gösterdi. Sivil, siyasetçi kimliği bulunan bir isim de oğlunun gözü önünde öldürüldü, yine PKK karşıtı bir çoban dağ başında infaz edildi. Maalesef bayramın bittiği gün Tendürek’ten gelen haber yüreklerimizi dağladı. Korucular ve askerlerden oluşan çok sayıda şehit ve yaralı…

Devlet Ohal kapsamında bazı belediyelerin yönetimini devraldı. Bunlardan önemli bir kısmı PKK ile irtibatlı. Şehirleri hendek ve barikatlarla donattıran, belediye imkânlarını sunan yöneticilerdi. Bir kısmı ise FETÖ ile alakalı belediye başkanları idi.

Belediye yönetimlerine el konulmasını müteakip gösterilen tepkiler arasında ise gerçekten makuliyet ve mantık çerçevesinden uzak olanların sahipleri önem taşıyor.

PKK ve sivil uzantılarının tepkileri artık anlaşılabilir ve önemsiz. Bunu hep yapıyorlar. Yavuz hırsız ev sahibini bastırır, demiş atalarımız. Gidip bir siyasi partinin adayını bayram günü öldüreceksiniz, sonra da kalkıp demokrasiden, seçimden, insan haklarından bahsedeceksiniz… Dağda koyun güden çobanı infaz edeceksiniz, sonra pişkin pişkin konuşacaksınız, kimse bunları artık kabul etmez…

Ancak diplomatik misyonlardan gelen yaklaşımlar gerçekten çok tuhaf, amacını aşan, normalin dışında bir tarz içinde olmuştur. ABD Büyükelçisi, yönetimine el konulan belediyelerin çok sorunsuz, demokrasiyi içselleştirmiş, kuralları ve kanunları harfiyen uygulayan yapılar olduğunu mu düşünüyor ki, böylesine gerçeklerle bağdaşmaz bir tavır içine giriyor?

Yine CHP’nin bu konuda da kafasının karışık ve acınası bir halde olduğunu görmek ülkemiz ve milletimiz için çok üzücü. Ülkenin ana muhalefet partisi bölücü, yıkıcı, terör bağlantılı yapıları savunduğu kadar ülkeyi düşünüp savunsa biraz rahatlayacağız. Nefes alacağız. Ancak ne yapıp edip her seferinde Kandil ile PKK ile buluşuyor, ayni zeminde, çizgide, karede görüntü veriyor…

Açlık grevleri, iş bırakmalarla, çöplerin toplanmasını engellemelerle bu belediye çevrelerinde halkın tepkisinin artması hedefleniyor. Devletin bunlara boyun eğmesi elbette mümkün değil. Ancak her kim ki bu tür eylemlere katılır, destek verir, derhal kamu ile irtibatı kesilmeli ve bir daha kamusal görev almalarının önüne geçilmelidir. Devletten beslenecek, millete ihanet edecek bir vasatın oluşumuna ve yaşatılmasına mani olunmalıdır.

Açığa alınan öğretmenlerle ilgili karar da son derece yerindedir. Kesinlikle tamamına erdirilmelidir. Ülkenin çocuklarını terörün kucağına yönlendiren ve üstelik bunu devletten maaş alarak yapan öğretmen olabilir mi?

Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Sayın Başbakan’ın ve MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin bu konulara dair açıklamalarını takip ettim. Ciddi ve kararlı bir yaklaşım olduğunu gördüm. İnşallah bu kararlılık ile ne PKK kalacaktır, ne de sempatizanları…

Taviz verildikçe bu yapıların büyüyeceği unutulmamalıdır. Kamu gücünün, otoritesinin olmadığı yerde devlet de olmaz, adalet de… Bu nedenledir ki, “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe” demiş atalar.

Türkiye Cumhuriyeti devletini ilelebet payidar kılabilmek için, her gün toprağa düşen aziz şehitlerimize layık olabilmek için, hukukun üstünlüğünü temin için devletten ve milletten daha güçlü hiçbir örgütlü yapıya, çeteye, oluşuma izin vermemeliyiz.

Sureta ulvi emellerle karşımıza çıkan yapıların hangi gerçek amaçlarla faaliyet gösterdiklerini milletçe 15 Temmuz 2016 akşamı gördük…

Şimdi hiç kimse kalkıp da bu yapıların bir anda ortaya çıktığını, kimsenin bunlara taviz vermediğini söyleyebilir mi?

Biz terörün bütün yüzleriyle tanışmış bir milletiz. Birinin diğerinden farkı yok. Adları değişse bile amaçları aynı ve bizim birliğimizi, bütünlüğümüzü, huzurumuzu, özgürlüğümüzü hedef alıyorlar…

Son not: Tarık Akan vefat etmiş, pek çok kuşağın filmlerini ilgiyle, beğeni ile seyrettiği bir aktör idi. Allah rahmet eylesin.

Diğer Yazıları