Batıda saz çalarken, doğuda teröriste silah taşıyanlar!

Dün sabah yaşanan elim terör saldırısından sonra bu yazıyı yazma sebebim oldu, Avrupa'da PKK hassasiyetinden sonra sizi unutmamanız gereken önemli bir konuyu yazdım. Türkiye'de 7 haziran'dan itibaren HDP'nin yaptığı kara propaganda, dezenformasyonu konu alan yazımda sizlere PKK ile nasıl alakası olduğunu göstereceğim.

Türkiye 7 Haziran seçimlerine giderken, medyada büyük bir manipülasyon dalgası başlatmıştı. Özellikle Pkk vesayeti altındaki HDP’nin barajı aşması ülkede koalisyonu zorunlu kılacaktı, bu da koalisyon dönemlerinde servetine servet katmış medya patronlarını cezbeden bir durumdu. Buna fetö medyası da eklendiğinde büyük bir güce dönüşmüştü.

Selahattin Demirtaş’ın “ seni başkan yaptırmayacağız” sözü gezi olaylarından beri oluşan Erdoğan karşıtı kesime yönelik bir çağrıydı ve büyük ölüçde de başarılı oldular. Seçim sürecine yaklaşıldıkça HDP’nin barış, kardeşlik söylemleri medyada daha fazla sunulmaya başlandı. Oysa henüz 1 yıl önce 6-7 ekim kobani olaylarını başlatan çağrıyı yapan kişi Selahattin Demirtaş’tı. Seçime yaklaşıldıkça Selahattin Demirtaş artık sadece Ahmet Hakan’ın programında saz çalıp sürekli barış, kardeşlik diyen bir siyasi kişilik olarak sunulmaya başlandı. Henüz bir yıl önce yaptığı çağrının ve ölen onlarca kişinin hesabını vermemiş bir kişi aradan kısa süre geçmeden barış kardeşlik elçisi gibi sunuluyordu. Bu süreç içerisinde HDP sanki terör örgütü pkk’nın vesayeti altında bir parti değil de kendi inisiyatifiyle hareket eden bir siyasi hareket gibi gösterilmeye çalışıldı. Bu bir süre sonra pkk’yı da övme aşamasına geçti, öyle ki Can Dündar ın genel yayın yönetmenliğini yaptığı Cumhuriyet gazetesi kandil’e gidip oradaki teröristleri sigara izmaritlerini sağa sola atmayan çevreci çocuklar gibi sundu.

Seçimlerden sonra HDP’nin barajı aşmasıyla Türkiye’de belirsiz bir süreç başladı, bu süreci değerlendiren pkk’nın ilk yaptığı iş Suriye’de bir arap şehri olan Tel abyad’ı işgal etmek oldu. Türkiye’de de Silvan barajının askeri bir baraj olduğunu ve çözüm sürecinin bittiğini pkk’ya yakın medyada dillendirmeye başladı. pkk’nın Ceylanpınar’da 2 polisi uykuda şehit etmesiyle çözüm süreci de resmen son bulmuş oldu. Pkk burada şehirlere yöneldi, Suriye’deki deneyimlerinden yola çıkarak hendek, barikat terörüne sarıldı. Pkk Türkiye’de bir hükumetin kurulamamış olmasından faydalanmak istiyordu. Amacı şehirlere hendek,barikat kazmak ve asker,polis müdahale edince de HDP aracılığı ile BM ye başvurup hükumetin legal olmadığını,uluslar arası müdahale olmasını talep etmekti. Bu nedenle de pek çok ilçeye hendek barikat kazıldı. Pkk’nın bu planı 1 kasımdaki seçimlerle bozulsa da şehirlerdeki hendek barikat terörünü son ana kadar sürdürdüler, en azından Türkiye’nin olası Suriye müdahalesini gerçekleştirdi.

Bu süreçte medya bir dönem cici çocuk olarak sunduğu vekillerin “ pkk sizi tükürüğü ile boğar “ demesini göstermek istemedi, bu memleketten defolup gideceksiniz diyen vekilleri de göstermek istemedi. Bunun yanında pkk’lı teröristlere silah mühimmat taşıyan vekilleri, canlı bombacı taziyesine giden vekilleri de yeterince göstermediler. Çünkü bir dönem saz çalan barış isteyen siyasiler diye sunduklarının bu yaptıklarını yayınlamak işlerine gelmiyordu. Ahmet Hakan dışında geçmişte yaptığı yayınlardan rahatsız olan olmadı. Yine aynı partinin belediyeleri teröristlere hendek kazmaları için belediye araçlarını tahsis etti, belediye araçlarıyla kimi zaman patlayıcı sevkiyatı yapıldı, kimi zaman belediye aracı bombalı saldırıda kullanılan araç oldu. Ne varki bunların haber değeri de seçim zamanı hdp’yi övdükleri kadar süre almadı. Kısacası medyanın HDP riyakarlığının özeti; batı saz çalışını gösterip, doğu da teröristlere mühimmat taşadığını, canlı bombacıya taziye cadırı kurduklarını, göstermemekti.