25. Yılında Türksoy...

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Türkiye’nin Türk devlet ve toplulukları ile ilişkileri ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel ve eğitsel alanlarda sürekli gelişen, artan, yükselen çizgide seyretmektedir.

İlişkilerin kalıcı ve sürdürülebilir olması için kurulan kurumlar da artık çeyrek asırlık bir geçmişe ve arkalarında büyük bir birikime sahip olmuşlardır.

Bilinirliği az olmakla birlikte, yaptıkları ile çok büyük olan kurumlarımızdan birisi de Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY)’dur.

TÜRKSOY, Türk dili konuşan halklar ve ülkeler arasında dostane ilişkiler kurarak, ortak Türk kültürünü, dilini, tarihini, sanatını, gelenek ve göreneklerini araştırmak, geliştirmek, korumak ve gelecek kuşaklara aktararak kalıcı kılmak amacıyla çalışmalarını sürdüren uluslararası bir kültür-sanat teşkilatı olarak 12 Temmuz 1993 tarihinde Almatı'da, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Türkiye ve Özbekistan'ın kültür bakanları tarafından imzalanan anlaşma ile kurulmuştur.

Bu teşkilat, daha sonra, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu'nun özerk Cumhuriyetleri Altay, Başkurdistan, Hakas, Saha, Tataristan, Tıva ve Moldova'ya bağlı Gagauz Yeri Özerk Bölgesi’nin gözlemci statüsünde üye olarak katılımıyla güçlenmiş, zenginleşmiş ve tüm Türk dünyasını temsil kapasitesine ulaşmıştır.

Kısacası, TÜRKSOY, Türk dili konuşan 14 devlet ve topluluğu çatısı altında birleştiren, faaliyetleri ise sadece üye ülkelerle sınırlı kalmayan uluslararası bir örgüttür. Türk dünyasının UNESCO’su olarak tanımlanan TÜRKSOY, Birleşmiş Milletler, UNESCO, Avrupa Konseyi, ISESCO, MFGS (Uluslararası İnsani İşbirliği Vakfı) gibi uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapmaktadır.

İşte bu güzide teşkilatın kuruluşunun 25. Yıldönümünü kutlayacağız.

Geçen 25 yıllık zaman diliminde yaptıklarına baktığımızda alınan mesafeyi daha iyi anlamak ve görmek mümkün.

Nevruz kutlamaları, TÜRKSOY’un çabalarıyla evrensel bir ilgi yakalamıştır. Her yıl yüzlerce sanatçının katılımıyla farklı ülkelerde düzenlenen kutlamalarla insanlığın ortak mirası olan Nevruz geniş kitlelere ulaştırılmaktadır.

TÜRKSOY her yıl, Türk dünyasından fotoğrafçıları, ressamları, opera sanatçılarını, şairleri, medya mensuplarını, tiyatro gruplarını, dans ve müzik topluluklarını bir araya getirmektedir. 1997 yılından bu yana aralıksız devam eden ve bu yıl 20’ncisi düzenlenen TÜRKSOY Ressamlar Buluşmalarında, 19 farklı ülkeden 300'ye yakın ressam bir araya getirilerek, TÜRKSOY koleksiyonunda yer alan eşsiz eserlerin oluşmasına imkan sunmuştur.

Bugüne kadar, TÜRKSOY Opera Günleri 20 kez, Fotografçılar Buluşması 15 kez, Heykeltıraşlar Buluşması 5 kez, Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi 8 kez, Kaşgarlı Mahmut Hikaye yarışması 4 kez, Somut Olmayan Kültürel Miras Seminerleri 9 kez, Besteciler Buluşması 2. kez düzenlenmiştir.

TÜRKSOY'un oluşturduğu Gençlik Oda Orkestrası, Gençlik Korosu ve Halk Çalgıları Orkestraları Türk Dünyasının müzik kültürü ve yeteneklerini bütün dünyaya tanıtmanın yanısıra çok önemli uluslarası başarılara imza atmıştır.

TÜRKSOY, sanatsal faaliyetlerinin yanı sıra bilimsel çalışmalara da katkı sunmaktadır. Üç dilde yayınlanan TÜRKSOY dergisi 50. sayıya ulaşmıştır.

Edebiyat ve sosyal bilimler alanında pek çok bilimsel toplantı gerçekleştirmiş ve 100’e yakın kitap yayınlanmıştır.

2013 yılında doğumunun 100. Yıl dönümü münasebetiyle adına anma yılı ilan edilen Kazakistan’lı büyük besteci Mukan Tölabeyev’in Bircan ile Sara Operası, Samsun Devlet Opera ve Balesi tarafından hazırlanmış ve Türkiye’nin repertuarına dahil edilmiştir.

Aynı şekilde Kazak operasının başyapıtlarından bir diğer Alpaşmış operası Azerbaycan’ın repertuarına, Azerbaycanlı büyük besteci Üzeyir Hacıbeyli’nin ünlü eseri Arşın Mal Alan Kazakistan repertuarına dahil edilmiştir. Cengiz Aytmatov’un Toprak Ana adlı romanından uyarlanarak çağdaş Kırgız ulusal balesinin başyapıtı haline gelen Toprak Ana Balesi Türkiye’nin repertuarına, çağdaş Türk operasının en başarılı eserlerinden biri olan Ali Baba ve Kırk Haramiler ise Kırgızistan’ın repertuarına kazandırılmıştır.

TÜRKSOY’un Türk kültür ve sanat hayatına kattığı bir başka yenilik ise, “Türk Dünyası Kültür Başkenti” uygulaması olmuştur. 2010 yılında İstanbul’da düzenlenen “Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 10. Zirvesi”nde TÜRKSOY’un önerisiyle hayata geçen program çerçevesinde, 2012 yılı Türk Dünyası’nın Kültür Başkenti Astana’nın ardından 2013 yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak Eskişehir seçilmiştir. 2014 yılında Tataristan Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan bu ünvanı taşırken, 2015 yılında Türkmenistan’ın Merv şehri Türk dünyası kültür başkenti ünvanını üstlenmiştir. 2016 yılında “Türk Dünyası Kültür Başkenti” unvanını layıkıyla taşıyan Azerbaycan'ın tarihi Şeki şehri, 2017 yılında bayrağı, büyük Türk mutasavvıfı Hoca Ahmet Yesevi’nin yaşadığı Kazakistan'ın Türkistan şehrine devretti.

2017 yılı Kültür Başkenti Türkistan’da toplanan 35. Daimi Konsey Kastamonu’yu 2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan etmiştir.

TÜRKSOY, 2010 yılı çalışmalarını doğumunun 120. Yılında Başkurt bilim adamı Prof. Dr. Zeki Velidi Togan’a, 2011 yılı çalışmalarını doğumunun 125. yıl dönümünde Tatar Şair Abdullah Tukay’a, 2012 yılı çalışmalarını doğumunun 200. yıl dönümünde Türkolog Nikolay Katanov’a, 2013 yılı çalışmalarını doğumunun 100. Yıl dönümünde Kazak besteci Mukan Tölebayev’e, 2014 yılı çalışmalarını doğumunun 290. yıl dönümünde Türkmen mutasavvıf ve şair Mahtumkulu Firaki ve doğumunun 150. yıl dönümü olması münasebetiyle Toktogul Satılganov’a, 2015 yılı çalışmalarını doğumunun 100. Yılında Türk tiyatro yazarı Haldun Taner ve doğumunun 130. Yılında ünlü Hakas destancısı Semen KADIŞEV’e, 2016 yılı çalışmalarını ise doğumunun 1000. Yılında büyük Türk düşünürü Yusuf Has Hacib’e, 2017 yılı ise XVIII. yüzyıl Azerbaycan Edebiyatının en güçlü temsilcilerinden olan, güzellik ve sevgi şairi Molla Penah Vagif'e ithaf edilmiştir.

2018 yılında ise TÜRKSOY olarak üye ülkelerinde Türk Dünyası’nın üç değerli evladını; doğumunun 100. yılı münasebetiyle Azerbaycanlı bestekar Gara Garayev'i, doğumunun 125. yılında Kazak bestekar Magjan Jumabayev'i ve doğumunun 90. Yılında Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’u anacak.

Faaliyetlerini, geride bıraktığı birikimlerini oldukça kısaltarak anlatmaya uğraştığımız, bu devasa organizasyonları gerçekleştiren, teşkilat olarak az sayıda insanla büyük başarılara imza atan bu kuruluşa daha nice 25 yılı geride bırakması temennisinde bulunuyorum.

Şu anda Genel Sekreter olarak görev yapan Kazakistan’ın çok kıymetli aydını ve sanat adamı Düsen Kaseinov ve Genel Sekreter Yardımcısı çok değerli kardeşim, arkadaşım Prof. Dr. Fırat Purtaş’ın şahsında da tüm geçmişte görev yapan kurum yetkililerini ve halen beraber oldukları çalışma arkadaşlarını kutluyorum.

Bize bu tür kurumlar lazım. Bize birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi hatırlatacak, ilerletecek, binlerce yıl yaşatacak insanlar lazım. Türk dünyası böyle büyük, böyle görkemli, böyle güçlüdür.

Dünyanın her yanında Türklüğün, bin yılların birikimini tüm güzelliği ile yaşatacak aktaracak kurumlara ihtiyacımız var.

Aman TÜRKSOY’a gözbebeğimiz gibi bakalım…

Diğer Yazıları